Ali Naci Karacan hatıralarında anlattığına göre M illiyet' i kurarken oğlu E rcüment Karacan' ın yayın yönetmeni olarak "gencecik bir çocukcağız" olan abdi ipekçi yi getirmesini hoş karşılamaz, istemez, ama "mecburen" kabul eder. burda "dükkanı oğlana emanet ettik ne diyosa uyarız" düşüncesi mi hakimdi yoksa bilmediğimiz cemaat ilişkileri mi devreye girdi bilemiyoruz. sabetayci idi rahmetli. birine sabetayci demek "kötü gazeteci" idi demek değildir. (iyinin kötünün izafi liğine hiç değinmiyorum) içinde bulunduğu cemaat ya da kişisel ilişkiler ağı yükselmesinde mühim bir rol oynamıştır. bunu iyi kullanmış başarılı olmuştur. "bana da 25 yaşında verseler o fırsatı kral olurum şah olurum" diyecek olanların bolluğunu bi düşünelim. aşikar edilmemiş ama malum olan bir cemaatin mensuplarını koruyup kollaması vaka i adiyedendir bu memlekette. bunu dillendirenlerin havsalasının çeperi konusunda tahmin yürütmek için her...
Yorumlar
Yorum Gönder